11 Ekim 2007

Konyaspor’u Kentin Markası Yapabilmek

2007-05-03/19:12:00

Kentlerin enerjisini, toplumsal birliktelik, uzlaşma ruhu ve emek doğurur. Bu anlamda kentler, insanların meskûn olduğu alanları ifade etmekten öte kültürü, toplumsal bilinci ve aidiyetten kaynaklanan “sürece katkıda bulunma çabalarını” bir araya getirmek suretiyle dinamizm elde ederler.

Son dönemlerde “marka şehir”, “şehir pazarlaması” ve “dünya kenti” kavramları, konuya ilgi duyan yerel yöneticileri peşinden sürüklüyor. “Bir kentin veya bölgenin ekonomik değere dönüştürülebilecek kaynaklarının belirlenmesi, bu kaynaklardan artı ekonomik değer elde edilebilmesi için yöntemlerin geliştirilmesi ve yerel inisiyatifle birlikte uygulanması suretiyle ili markalaştırmak ve algısını hedef kitlesinin aklında arzulanan pozisyona oturtmak” olarak tanımlanıyor marka ve pazarlama terimleri. Bizim kulağımız daha çok yerel yöneticilerimizin Konya’nın “dünya kenti” olduğu söylemlerine alışık. Unesco’nun 2007’yi Mevlana yılı ilan etmesi, bu yılın nihayetinde bakalım Konya’nın da tanınırlık çizgisini yükseltmeye yetecek mi?

Artan nüfusu, otomotiv ve tarım sektörü başta olmak üzere büyüyen sanayii, tarihi ve kültürel değerlerine rağmen, Konya’nın marka olmuş ürünü neredeyse yok gibi. O halde ciddi bir tanıtım sorununun varlığından söz etmek zorundayız. Bu meseleyi üretim yapanlara ve onların bağlı bulundukları kuruluşlara bırakarak asıl konumuza, Konyaspor’un kentin markası olabilme ihtimaline gelelim.

Konyaspor’un “Konya’nın markası” haline getirilmesi fikri bana oldukça sevimli geliyor. Avrupa kupalarında mücadele edecek hatta final oynayacak bir takımın kente yayacağı enerjiyi tahmin ve teknolojide yenilik anlamına gelen “inovasyon”dan ilham alarak, Konyaspor için bir “sportif inovasyon” kavramı icat ediyorum. Öğrenilmiş çaresizlikleri bir kenara bırakmak şartıyla bunun olabileceğini iddia ediyorum. Hayal kurmanın ne denli zararlı olduğunu küçük yaşlardan itibaren öğrenen bizler, hayal kurmadan hiçbir yeniliğin insan hayatına girme şansı olmadığını öğretecek büyüklerle bir arada bulunamadık.

Ligin sonuna doğru yaklaşılırken Konyaspor’u UEFA’da görmek kısmet olmayacak gibi görünüyor ancak gelecek sezon için, bu konuda ciddi çabalar üreten bir yönetim anlayışı, Mevlana hoşgörüsü ve fair play ruhu ile birlikte fark yaratan bir Konyaspor görmeyi, kente gönül verenler olarak şiddetle arzu ediyoruz. Yüz yıla yakın süredir üç büyükler denen takımların şampiyonluk maceralarını artık Anadolu takımlarının yaşamasını bekliyoruz. Konyaspor’u sadece kentin futbol takımı değil, bir marka haline getirecek süreçlerin başlatılmasını ve çocukluğumuzda yaşıtımız olanların pek çoğunu Trabzonsporlu yapan sebeplerin Konyaspor lehine değiştiğini görmek istiyoruz. Onlar bir zamanlar takımlarını marka yaparak hem Trabzon’u hem de Şenol’dan Ali Kemal’e, İskender’den Necati’ye futbolcularının da marka olmasını sağlamışlardı. Bugün Trabzonspor hala 20 yıl önceki başarılarıyla övüncünü sürdürmeye devam ediyor. Şu halde bir oluşumu marka haline getirecek sürecin; kentin kalabalık nüfusa sahip olmasıyla, yüzölçümüyle bir alakası yoktur. İnanç, güven, başarmak azmi ve kentine hizmet anlayışını sporla ifade edecek birlikteliklere ihtiyaç vardır ve Konya bunu başaracak potansiyele sahiptir. Konyaspor geçmişe göre bugün tesisleri, stadı, diplomalı teknik adamları, hatta yeni satın aldığı otobüsüyle bile daha fazla avantajın içindedir. Büyükşehir Belediyesi’nin Atatürk Stadını alarak kulübe devrini yapmış olması, biten 2 tesisin yanında 8 spor tesisinin yapım aşamasında oluşu sevindirici gelişmeler olup Ankara Yolu üzerindeki tesislerin de hizmete girmesiyle önemli birçok problemini aşmış olacaktır. Konyaspor’un bir an evvel kurumsal kimlik kazanması gereği göz ardı edilmemelidir.

Konyaspor’u marka yapacak yegane şeyin maddi saiklerden çok, kentlilik bilincini hemşehrilik sadakatiyle birleştirecek memleket insanının başaracağına inancımız tamdır.

0 yorum: