Dr.M.ULUTÜRK

Dr.M.ULUTÜRK

Dr.M.ULUTÜRK

Dr.M.ULUTÜRK

Dr.M.ULUTÜRK

25 Aralık 2008

Biz Biziz de Siz Kimsiniz?

21.12.2008
Ermeni Diasporası'nın beceremediği bilgi saptırma/akıl karıştırma işini, kendilerini diasporanın Türkiye şubesi gibi gördüklerini düşündüğüm birkaç şahıs nasıl bir sürece soktu gördünüz. Başbakandan tutun da, özür dile/asıl sen özür dile kampanyalarına kadar herkes bir şekilde bu sürece dahil oldu.

Kampanyayı başlatan ve kampanyanın sözcülüğünü yapan Ahmet İnsel, Baskın Oran, Cengiz Aktar ve Ali Bayramoğlu’nun imza attığı metinde, “1915’te Osmanlı Ermenileri’nin maruz kaldığı “büyük felaket”e duyarsız kalınmasını, bunun inkar edilmesini vicdanım kabul etmiyor. Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, onlardan özür diliyorum” deniliyor.

İçlerinden biri hızını alamayarak; “özür dilemek bir yana, on yıllarca böyle bir sorunun varlığından bile bahsedilmediğini belirterek, “bir insani rahatsızlığı dile getirmek” istediklerini vurguluyor.

Bir diğeri; “İşte özür diliyorum. Tüm bunların konuşulmamış olmasından dolayı özür diliyorum. Tüm bunların yeterince paylaşılmamış olmasından özür diliyorum. Bu meselenin üzerinin bir şekilde kapatılmış olmasından özür diliyorum ama bu şahsi bir özür tabii ki... Kimseyi bağlayan bir girişim değil...” diyor.

Bu işin “şahsi girişim” olmayacağını bal gibi biliyorlar aslında. Ortaya koydukları belge filan da yok. “Amerika Ermeni Asamblesi” adlı kuruluş, bu şahısların 1915 olayları için Ermeniler’den özür dileme kampanyasına başlamasını, Türkiye’nin soykırım geçmişiyle yüzleşmesi sürecinin ilk adımı olarak değerlendirmiş. Soykırım iddiacıları, yeni tasarılar için bu şahısların açıklamalarını da delil olarak kullanacaklardır.

Çok değil, daha 16 sene önce, Hocalı’da Ermenilerin yaptığı katliama tepki göstermişler mi bunlar? Hayır. İnsani rahatsızlık dedikleri şey, söz konusu başkaları olunca mı akıllarına gelmemiş.

Hatırlayın.
Ocak 1992 yılında Rus kuvvetleri desteğindeki Ermeni militanları, Azerbaycan Hocalı’da 106’sı kadın, 300’ü çocuk bin 300 Türkü katletmiş, katliam sırasında hamile kadınların doğmamış çocukları üzerinde kız veya erkek mi oldukları iddiasına girerek, kasaturalarla karınlarını deşerek çocukları ile beraber öldürmüşlerdi. Bilmiyor olamaz bu adamlar.

Bakın vaktiyle nasıl kucağımızı açmışız Ermenilere;
1839 Tan­zi­mat Fer­ma­nın­dan son­ra, Er­me­ni­le­re 29 pa­şa­lık, 12 ba­kan­lık, 30 mil­let­ve­kil­li­ği, 7 bü­yü­kel­çi­lik, 11 kon­so­los­luk 11 üni­ver­si­te öğ­re­tim üye­li­ği vermişiz. Ma­li­ye Na­zı­rı­mız; Agop Ka­zaz­yan, PTT Na­zır­la­rı­mız; Ga­ra­bet Ar­tin, An­don Tın­gır, Os­kan Mardikyan, Ba­yın­dır­lık Na­zır­la­rı­mız; Bed­ros Hal­laç­yan, Kir­kor Si­nap­yan, Ha­ri­ci­ye Nazırımız; Gab­ri­yel No­rodunkyan, Ha­zi­ne-i Has­sa Na­zı­rı­mız; Mi­ka­el Por­ta­kal­yan ve Sa­kız Ohan­nes Pa­şa... Hepsi Ermeni…

Soykırım yapacak olsa Osmanlı, niçin Ermenileri devlet yönetimine dahil etsin?
Bildiriye imza atan aydıncıklar; işgal kuvvetleri ve işgal kuvvetlerinin desteğindeki Taşnak çeteleri eliyle, Van’da 215 bin, Kars ve civarında 45 bin, Bitlis ve civarında 68 bin, Erzurum ve civarında 30 bin, Muş ve çevresinde 21 bin, Ağrı’da 14 bin Türk’ün katledildiğini, toplam 517 bin 955 Müslüman Türk’ün öldürülerek toplu mezarlara gömüldüklerini, yakıldıklarını ve ırzlarına geçildiklerini muhakkak biliyorlardır.

Madem vicdanınız sızlamış, çözüm üretmek maksadıyla tarafların konuyla ilgili bilim adamı veya araştırmacılarına çağrıda bulunup bir işe yarasaydınız. Kaldı ki, bu tarihçilerin işidir. Belgesiz, bilgisiz tarih nerde görülmüş?

Bize soykırım isnadında bulunmak son derece onur kırıcıdır.
Biz biziz de siz kimsiniz?