Dr.M.ULUTÜRK

Dr.M.ULUTÜRK

Dr.M.ULUTÜRK

Dr.M.ULUTÜRK

Dr.M.ULUTÜRK

10 Mart 2008

İsrail Terörünü Oluşturan Efsaneler

10.03.2008 10:40:42

1) “Efsaneyi tarih gibi gösteren” yorum,

2) “Vahye dayalı metinleri entegrist (dinde hiçbir değişikliği onaylamayan) bir yorumla okuyarak saldırganlıkları ilahi bir boyutla haklı göstermeye çalışan” azgın siyasetçiler,

3) “Hz. İbrahim’in kayıtsız şartsız Tanrı’nın iradesine teslimiyetinin yüce sembolünü, yeryüzündeki bütün toplumlara olan lütfunu sadece İsrailoğullarına indirgeyen” radikal hahamlar,

4) “Mezopotamya, Hitit ve Mısır halklarında görüldüğü gibi ele geçirilen toprakları vaad edilen topraklarmış gibi algılayan” siyonist bir ordu,

5) “İsrail Devletini İsrail Tanrısının yerine koyan” siyasi siyonizm.

İsrail niçin bir terör devletidir sorusunun genel cevaplarıdır bunlar. Siyonist her bireyin bunlardan birine ilişkin herhangi bir ameli kendi inançlarına göre sevaba vesile olurken, bitmek bilmeyen Müslüman kıyımının da temel sebeplerini oluşturuyor.

Tırnaklar arasındaki izahlar “İsrail Siyasetini Oluşturan Efsaneler” kitabının sahibi R. Garaudy’e ait. Ben, siyaset kelimesinin yerine terör kelimesini koydum sadece. 1996 yılında “Les Mythes fondateurs de la Politique israélinne” ismiyle Fransa’da yayınlanıp sonra da Gayysot Kanunu diye bilinen bir kanuna muhalefet suçu işlediği gerekçesiyle yasaklanan bu kitap, yazarının başını hayli belaya sokmuş.

İsrail’i zulüm abidesi yapan; hahamları, politikacıları, orduyu zülme teşvik eden efsanelerin detaylarına gelince;

Vaat Efsanesi: “Senin çocuklarına veriyorum bu ülkeyi, Mısır’ın nehrinden, büyük nehire, Fırat nehrine kadar” (Tekvin, 16/18).

Politik siyonizmin bu cümlelere entegrist bir yorumu bakın ne kadar ilginç gerçekleşmiş: 4 Kasım 1994’te, Batı Şeria’yı Araplara terk eden İzak Rabin öldürülmek suretiyle cehenneme mürd olmuş. Sebep; vaat edilmiş toprakları terk edenin kim olursa olsun öldürülmesi.

Seçilmiş Halk Efsanesi: “Ve Tanrı şöyle buyurur: Benim ilk doğan evladım İsrail’dir” (Çıkış, 4/22)

Bunun entegrist yorumu, Haham Cohen’in La Talmud kitabına (Payot Yayınları Paris, 1986, s. 104) şu cümlelerle girmiş: “Yeryüzünün bütün insanları İsrail ve bir bütün halinde diğerleri olmak üzere ikiye ayrılmıştır. İsrail seçilmiş bir halktır.”

“Joşua Efsanesi” yahut etnik arındırma: “Joşhua ve onunla birlikte bütün İsrail, Lakiş’ten Hebron’a geçti. Yahve, Lakiş’i İsrail’in ellerine sundu. Onu kuşattılar ve hiçbir canlı bırakmadan kılıçla bölüp geçtiler…Joşhua ve kendisiyle birlikte bütün İsrail, Eglon’dan Hebron’a çıktı.” (Yeşu, 10/34)

Bunun entegrist yorumu bir katliamla sonuçlanır. 9 Nisan 1948’de Menahem Begin, Irgun birlikleriyle Deir Yasin kasabasındaki 254 kişiyi çoluk çocuk, kadın erkek demeden katleder.

Altı Milyon Efsanesi yahut Holokost: Kurban-Soykırım.

Bunun entegrist yorumu, daha önce ve bugünlerde Filistin’de yapılagelen soykırımın adı.

Topraksız bir halk için halksız bir toprak efsanesi: Filistin halkı diye bir şey yoktur.

Bunun entegrist yorumunu Golda Meir 15 Haziran 1959’da Sunday Times’e bir demeç vererek yapmış: “Bizim gelip yurtlarını ellerinden alıp dışarı attığımız anlamda değil ama gerçekten var olmadıkları için Filistin halkı diye bir şey yoktur. ” Bu yorum sürekli bildiğiniz gibi.

İsrail Mucizesi Efsanesi: İsrail’in dış kaynaklı gelirleri.

Bunun entegrist yorumunu bilmeyen var mı? Biz söyleyelim; Yahudi gücü ve azgınlığı tamamen ABD doları ve himayesinden.

Efsaneler bitmiyor daha...

Netice şu: Efsane biçim ve şekil değiştirerek zulme dayalı bir amaca hizmet eder hale getirilirse inancın bütün taraftarları, tıpkı bir İsrail askeri gibi zulüm makinesine dönüşebilir. Allah hepsinin belasını versin.