Dr.M.ULUTÜRK

Dr.M.ULUTÜRK

Dr.M.ULUTÜRK

Dr.M.ULUTÜRK

Dr.M.ULUTÜRK

17 Ekim 2015

Dülgerler Köyü

Bu yazıyı 26 Eyl 2007 tarihinde bir fotoğraf paylaşım sitesine yazdığımı hatırladım. 8 yıl geçmiş aradan. Blogda bulunması iyi olurdu.

Arkeolog, Sanat Tarihçisi yahut Tarihçilerin dikkatini çekebileceğini düşündüğüm bu köyü, Hadim başlığından ayırmak isabetli olurdu. Öyle de yapıyorum.

Yerköprü Şelalesi için gittiğimiz gezi planımızda burası yoktu. Arkadaşlarım beni kırmadılar sağolsunlar. Sadece merak etmiştim ve hiçbir bilgim de yoktu. Şelalenin birkaç kilometre üzerinde yer alan Dülgerler Köyüne iyi ki uğramışız demekten kendimi alamadım.

Köyün centilmen muhtarı Hasan Hüseyin Büyükünlü, bana köy hakkında detaylı bilgiler verdi. Dülgerler köyünün önceki adı “Düverler” imiş. Karamanoğlu Mehmet Bey’in annesinin bu köyden olduğunu ve yakın zamana kadar ona ait bir evin bulunduğunu, bildiği kadarıyla bu Düverler adının, “Oğuz boylarının” birinden geldiğini, Romalılar döneminde ise köyün adının “Artenada” olduğunu söyledi. Burası vaktiyle en eski yerleşim alanlarından biriymiş. Üç şehirden oluşan yörede en varlıklı yer bu köymüş. Yakında bulunan Göynükkışla Köyü’nün zamanında askeri üs olarak kullanıldığını anlattı. Civardaki diğer iki köy Manyan ve Bağdatkırı da bu önemli yerleşim alanını çevreliyor. Okulun olduğu yerde büyük bir yıkıntı olduğunu ve inşaat sırasında çıkan çoğu işlenmiş taşların cami ve çeşmenin yapımında kullanıldığını ifade etti.

Çıkarılan buluntulardan dört tanesi okul bahçesinin içinde. Fazlaca zarar görmemiş mermerden bir aslan, üzerinde insan kabartmaları bulunan iki mezar taşı ve irice bir balık kabartması işlenmiş dikdörtgen bir mermer blok bulunuyor burada.

Muhtar, Arkeoloji Müzesinden ve diğer yerlerden gelen uzmanların anlattığına epey dikkat kesilmiş anladığım kadarıyla. Köyde Hitit, Yunan, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı izleri bulunduğunu, köyün altında ise devasa Işıkini Mağarası’nın yer aldığını, burada kazı yapılması halinde her yerden tarihi bir şey çıkacağını ve köyün tanıtımı adına açık hava müzesi oluşturmak istediklerini söyledi.

Köy, Konya il merkezine 120 km. uzaklıkta, 60 hane ve 220 nüfusa sahip.

Bu köyün ciddi bir tanıtıma ve bilimsel çalışmalara ihtiyacı var. Büyükünlü, kapılarının herkese açık olduğunu ve misafir ağırlamaktan memnuniyet duyacaklarını belirtti. Geç saatte geldiğimiz için köy içinde detaylı fotoğraf çekemedim. İşte çok önceden çıkarılıp cami ve çeşme duvarında kullanılan söz konusu buluntular:






14 Ekim 2015

Ozan SAĞDIÇ

"16. Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivali" kapsamında "Mimaride Işık" temalı fotoğraf yarışması jürisi olarak önce 19-20 Eylül 2015 tarihlerinde, ardından da 9-11 Ekim 2015 tarihlerinde festival açılışı münasebetiyle Safranbolu'da idim. 

Altınsafran Fotoğraf Yarışması Jürisi, 19 Eylül 2015
Jüride Ozan Sağdıç, Hamit Yalçın, Tuna Akçay ve Ata Yakup Kaptan ile birkaç gün aynı ortamlarda bulunduk. Ben burada hem Ankara-Safranbolu yolculuğumda hem de Safranbolu'da tanıdığım Ozan Sağdıç'ı kısaca anlatmak istiyorum.




Hamit Yalçın objektifinden Ozan Sağdıç
Ozan Sağdıç, 10 Ekim akşamı, TÜRKSOY'un davetlisi olarak Safranbolu'ya Türk dünyasından gelen fotoğrafçılara yaptığı saydam gösterisinde ("Fotoğrafla 60 Yıl" ve "Demir Ejder'in Ağıtı") tarzını  belgesel-fotojurnalizm-mizah olarak tarif etti. Hayatı boyunca günlük yaşama esprili bir dille yaklaşmış zaten. Kendisi de tam öyle biri zaten. Esprili, neşeli, konuşkan. 81 yaşına rağmen, hayat dolu.

Ben, ustayı herşeyden evvel çok bilgili bulduğumu söylemeliyim. Yıllar öncesinin hatıralarını keyifle dinledim kendisinden. Türk Edebiyatının, sanatının, fotoğrafının ustalarını görüntülediği fotoğraflarını görme ve konuşma imkanı buldum. Sağdıç, bazıları yaşıtı olan diğerlerinde gördüğümüz gibi kibirden gururdan uzak kalabilmiş biri. Arşivinde olağaüstü bir birikim mevcut. Kendisine fotoğrafın maddi olarak neler kazandırdığını sordum. Bazı dönemlerde iyi kazandığını ancak bunun yeterli bir birikim sağlamadığından söz etti. Kurucularından olduğum Anadolu Fotoğraf Derneğinin farklı yarışmalarda jüri üyesi olma teklifimize hiç hayır demedi Sağdıç. Bunlardan bazılarında bizimle birlikte yer aldı. 

Fotoğrafın dışında, Ömer Hayyam ve Mevlana'nın rubailerini Türkçe'ye çevirmeye devam ediyor, Tarih dergisinde yazılar yazıyor.

Bir çok ödülün sahibi olan Sağdıç, Türkiye'deki tipik fotoğrafçılardan çok daha fazlasını ifade ediyor. Kendisine sağlıklı ömürler diliyorum.

Kitapları:





13 Ekim 2015

16. Uluslararası Altınsafran Belgesel Film Festivali'nin Ardından


Anadolu Fotoğraf Karma Sergisi-Safranbolu
19-20 Eylül 2015 tarihlerinde Safranbolu "16. Uluslararası Altınsafran Belgesel Film Festivali" kapsamında düzenlenen "mimaride ışık" temalı fotoğraf yarışmasının jüri üyesi idim. 12-13 Eylül tarihlerinde yapılacak olan derecelendirme, taleplerden dolayı 19-20 Eylül tarihine ertelenmişti. Jürinin diğer üyeleri Devlet Sanatçısı Ozan Sağdıç, Anadolu Fotoğraf Derneği Genel Başkanımız Fotoğraf Sanatçıları Hamit Yalçın ve Tuna Akçay ile Ankara'da toplanıp Safranbolu'ya hareket ettik. Ordu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin Dekanı Prof. Dr. Ata Yakup Kaptan bizden önce gelmişti. 160 katılımcının 759 fotoğrafı arasından ilk üç, mansiyon ve sergilemeler için hayli emek verdik. TFSF temsilcisi Prof. Dr. Hüseyin Sarı'nın nezaretinde gün sonuna kadar seçimlerimizi tamamladık. İki gece kaldığımız Safranbolu'ya yeniden gelmek üzere buradan ayrıldık.

Ben, TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, Ozan Sağdıç, Hamit Yalçın (Cinci Handa)
9-11 Ekim tarihlerinde de festival için yeniden Safranbolu'da bir aradaydık. Bir önceki çalışma ziyaretimizde ilk defa geldiğim (o kadar yer görmüş biri olmama rağmen yolumun düşmediği) Safranbolu'dan çok etkilendiğimi söylemeliyim. Bu güzel memleketi Köşe Bucak Dünya Dergisi'nin Ekim 2015 sayısına yazdığımdan detaylarına girmeyeceğim. Önümüzdeki günlerde o yazıyı buraya taşımayı düşünüyorum. Mekan, insan ve doğa üçlüsünü bağrında harmanlamış bir şehrimiz Safranbolu. Detaylar naif. İnsanı canayakın, sevecen. Çarşılarda, arastasında, sokaklarında gezmek benim gibi şehir-medeniyet meraklıları için heyecen verici oldu. 

TÜRKSOY katılımcıları ile etkinliğin son gününde
 Farkındalığı oldukça yüksek bir belediye ile onun mürekkep yalamış kültür-sanat çalışanlarının emekleri ve bize olan yoğun ilgilerinden çok memnun kaldık. Festival bu yıla kadar adını taşıdığı şekliyle belgesel film etkinliği aslında. Fakat adeta ardı ardına açılan fotoğraf sergilerinin gölgesinde kaldı. 
Açılan sergiler şunlardı:
1-Hamit Yalçın-"Kültürlerin Dansı" Fotoğaf Sergisi.
2-Anadolu Fotoğraf Derneği-"Anadolu'da Yaşam" temalı 74 Fotoğrafçının 74 Fotoğrafla katıldığı büyük karma sergi.
3-Safranbolu Belediyesi: Jüri üyesi olarak yer aldığım "Mimaride Işık" temalı 25 fotoğraftan oluşan sergi.
4-XII. TÜRKSOY Fotoğrafçılar Buluşması:05-11 Ekim 2015 tarihleri arasında Safranbolu’da bu yıl Avrasya’nın 16 ülke ve bölgesinden 30 fotoğraf sanatçısını toplayan XII. TÜRKSOY Fotoğrafçılar Buluşması gerçekleşti. Bu kez bu etkinliğe Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkiye, KKTC, Bosna-Hersek, Makedonya, Arnavutluk, Ukrayna, İran ve Irak, ayrıca Rusya Federasyonu’na bağlı Tataristan, Tuva, Tataristan, Kabardin-Balkar ve Moskova’dan sanatçılar geldi. Fotoğrafçıların hafta boyunca çektikleri fotoğrafların sergisi açıldı.

Ben, Hamit Yalçın ve Ozan Sağdıç.  Karma Sergimiz Tarihi Muallimler Birliği binasında açıldı
11 Ekim günü Ankara dönüşümüzde, Belgesel film dalında "On Üçüncü" adlı çalışmasıyla birinci olan Tınay İbragimov ile otobüste rastlaştık. Kırgızistanlı olan İbragimov eşi ile birlikte gelmişti. Filmin çekim öyküsünü dinledik kendisinden. Aynı otobüste tanıştığımız Doç. Dr. Yıldız İsmailova Hanım ile de Karabük Üniversitesi bünyesinde yakın bir tarihte açacağı Cengiz Aytmatov Orta Asya Araştırmaları Merkezi için yapabileceğimiz katkıları konuştuk. 

Tarihi Muallimler Birliği Avlusunda
Hayatta tesadüf diye bir şey olmadığını hep söylerim. Dostlarımız Hamit Yalçın ve Memduh Ekici'nin Kırgızistan'da çekimlerini yapıp Ankara, Adana ve Konya Ereğli'de açtıkları “Göktürkler’in İzinde Kırgızistan” sergisi hatırıma geldi. Eser sahiplerini hemen telefonla arayarak düşüncelerini sorduk. Ayak üstü bir etkinlik organize ediverdik kısaca. Bu sergi Kırgızistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği'nde 2009 yılının ağustos ayında açılmış ve hayli ilgi görmüştü. İmkan olursa üçüncü defa burada olacağız. 

Ankara dönüşü, Yıldız İsmailova, Tuna Akçay, Tınay İbragimov

Tınay İbragimov'un filmi "On Üçüncü"