11 Ekim 2007

Konya’da Spor Adına Sevindiren Gelişmeler

2007-03-29/19:14:00

Şimdilerde Konyaspor maçlarına gidememe ezikliği yaşasam da, Konya’daki spor faaliyetlerini yakından izlemeye gayret ediyorum. Konyaspor’un ilk kez birinci lige çıkma teşebbüslerinin yoğunlaştığı, çoğu kez ligi ikinci sırada bitirme acılarının yaşandığı dönemleri gayet iyi hatırlıyorum. Konyasporun birinci lige çıkması kadar önemli gündem olmazdı. Eski otobüslerle Adana’ya, Bursa’ya (mesela Sönmez Flament), Kuşadası, Göztepe, Kırıkkale, Sakarya deplasmanlarına çoğu kez maçtan bir gün önce gece yarıları gider dönüşlerde sesi soluğu yitirirdik. Hele 24 Mayıs 1987’de oynanan o meş’um Tarsus İdmanyurdu maçının bitiminde, maçın hakemi Aykan Köseoğlu ve Konyasporlu futbolculardan rahmetli Mete ve Alparlan’ın sahada kaçacak yer arayışı gözümün önünden gitmiyor. Kulaklar Sakarya-Anadolu maçında, gözler sahada, duyguların aklın önüne geçtiği ve olumsuzluklarıyla unutulmaz bir maçtı. Pek de maç değildi aslına bakarsanız. Zafer’de yıkılmış trafik lambalarını, kırılmış dükkan camlarını görünce ne kadar üzüldüğüm aklıma geliyor. Averajı daha iyi olan Sakaryaspor’un rakibini 2-0 yenmesi halinde Konyasporun 9 gol atması gerekiyordu. Stadyumun içinde akla hayale gelmedik numaralar dönmüştü. Sakaryaspor’un ne kadar gol attığının öğrenilmesi ihtiyacından! maçın geç başlaması için sahaya tavuklar salınmış, kale ipleri kesilmişti. 3,5 saatte ancak biten ve 5-0 Konya galibiyetiyle sonuçlanan maç işe yaramamış, birinci lige çıkan taraf Sakarya olmuştu. Konya’ya verilen bir yıllık saha kapatma cezası dört maça indirilmişti. Olup bitenler iş değildi lakin yapılacak bir şey de yoktu.

1985-86 sezonunda Adana’daki maçı unutmak ne mümkün. Tam 11 bin Konya taraftarı adeta Adana’ya çıkarma yapmıştı. Gece yarısı yola çıktığımızdan sabahın beşinde uyku sersemliği ile Adana’ya ulaşmış ve neredeyse bütün Adana halkını uykudan kaldırmıştık. Tam 10 saat sonra tribünlere oturduğumuzu hatırlıyorum. Yediğimiz tek golle perişan dönmüştük Konya’ya. Anormal bir fanatizm oluşmuştu o yıllarda. Tarsus gibi maçların hiçbir yerde yaşanmamasını arzu ederiz. Uzun yıllar hafızalardan silinmiyor. Üstelik kentimiz, hoşgörünün şehri sloganını ve fair play başarılarını sürdürmeli diye düşünüyoruz.

Bugün ise Konya’da, maazallah Konyaspor küme düşmüş olsa bile, birinci lige çıkmanın hayat memat meselesi görüldüğü yıllardaki gibi bir fanatizm ihtimalini mümkün görmüyorum. Zira hayata bakış açıları, alışkanlıklar ciddi değişimlere uğradı. İnsanların hayata ilişkin kaygıları giderek artıyor. Maçlara o dönemlerde aşırı ilgisi olan gençlerin şimdiki yaşıtlarını sürüyle gelecek kaygıları bekliyor.

Kentimizin son yıllarda sadece futbolda değil, spor adına sessiz sedasız, gürültüsüz ciddi başarıları oldu, olmaya da devam ediyor. Süper ligde mücadele eden ve bu yıl ligi üst sıralarda tamamlayacağını umduğumuz bir futbol takımımız, Beko Basketbol Birinci Ligi’nde Selçuk Üniversitesi ve Voleybol Erkekler Birinci Ligi’nde Meram Belediyesi en fazla ilgi gören üç branştaki takımlarımız. Geçen hafta oynanan Bayanlar 2. Ligi final karşılaşmalarında Ankara Eczacı’yı 3-0 yenerek şampiyon olan Konya Selçuk Üniversitesi Bayan Voleybol takımı, birinci lige çıktı. Tebrik ediyorum. Konya Ereğli Belediyesi Bayan Voleybol takımı final karşılaşmalarında dördüncü oldu ve birinci lige terfii edemedi ancak, Ereğli’ye canlılık kazandırdı. Önümüzdeki yıl bir aksilik olmazsa, ilk defa olmak üzere dört takımımız kendi kategorilerinin birinci liglerinde olacaklar. Bunların önemli başarılar olarak görülmesi lazım.

Konya’nın, daha farklı kategorilerde mücadele eden takımlarının sayısının artması ve fair play ruhuna uygun şekilde örnek bir kent olarak temayüz etmesini her daim diliyorum.

0 yorum: