Dr.M.ULUTÜRK

Dr.M.ULUTÜRK

Dr.M.ULUTÜRK

Dr.M.ULUTÜRK

Dr.M.ULUTÜRK

08 Şubat 2009

Seçimlerde Kadının Adı Yine Yok

08.02.2009
Dünya nüfusunun yarısını kadınlar oluşturuyor. Dünya geneline bakıldığında kadınlar, parlamento hatta sivil toplum temsiliyeti açısından bile sayısal olarak oldukça düşük bir değer oluşturuyorlar.

Yakın tarihe bakıldığı zaman, meselenin ülkelerin eğitim ve gelişmişlik durumlarıyla bir alakası olmadığını görüyorsunuz. Kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan ilk ülke Yeni Zelanda. Tarih 1893. İsviçre’de kadınların seçme ve seçilme hakkını elde etmesi 7 Şubat 1971’de gerçekleşirken, aynı ülkenin Appenzell kantonunda ise kadınlar 1990 yılını beklemek zorunda kalmışlar. Güney Afrika Cumhuriyeti’nde ise süreç son derece vahim olmuş. Irklarına göre kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan Güney Afrika Cumhuriyeti’nde 1930’da beyaz ırka, 1984’de Hint ırkına, 1994’de de siyah ırka oy hakkı tanınmış. Moğolistan’da kadınların temsil sürecinin 1924 yılında başladığı göz önüne alınırsa, sözünü ettiğim şeyin gelişmişlikten çok kadınlara verilen değer ve onları siyasete yakın kılacak süreçlerle alakalı olduğu ortaya çıkacaktır.

Türkiye’de kadınların seçme ve seçilme serüveni 1930 yılındaki belediye seçimlerinde başlar. Milletvekili seçimlerinde seçme ve seçilme hakkına ise 5 Aralık1934’te yapılan anayasa değişikliğiyle kavuşurlar. 8 Şubat 1935’de ilk defa meclis seçimlerine katılan Türk kadınları, mecliste 17 sandalye elde ederler. O tarihten bu güne gerçekleştirilen 16 ayrı seçimde TBMM’ne giren 7 Bin 317 milletvekilinden sadece 161’i kadın. Önceki seçime kadar Meclis’te kadın vekillerin en yoğun olduğu dönem 1935-1939 dönemi olurken, en az kadın vekil ise 1950-1954 döneminde seçilmiş.
2004 yılı itibariyle kadınların milli parlamentolardaki oranı Tunus’ta yüzde 30, Pakistan ve Suriye’de yüzde 12 düzeyinde seyrediyor. Bu ülkelerde kadınların yerel ve genel seçimlerdeki oranı giderek artıyor. Bu konuda bizden daha ileride olduklarında şüphe yok.
2004’ün seçim sonuçlarına göre Türkiye’de sadece 1 kadın il belediye başkanı, 80 erkek belediye başkanı, 3 bin 207 erkek ve sadece 18 kadın belediye başkanı mevcut. 33 bin 678 erkek belediye meclis üyesi varken kadın belediye meclis üyelerinin sayısı sadece 799. 3 bin 152 erkek il genel meclis üyesi sayısı yanında kadınların sayısı 56’da kalmış.
Gelelim seçim öncesine.
29 Mart 2009 seçimlerinde 81 ilde sadece 6 kadın aday rakipleri ile mücadele edecek. Her seçim öncesinde kadın adaylara öncelik vereceğini açıklayan partiler bu kez de kadın aday çıkarmakta zorlandılar. İl Belediye Başkanlığı için CHP’de 5, AKP’de ise sadece 1 kadın aday gösterildi. Geçen seçimde illerde sadece Kırıkkale’de kadın adaya şans veren CHP yönetimi, bu kez Bursa, Erzincan ve Kastamonu’da kadınları aday göstererek aday sayısını 3’e çıkardı. MHP’nin kesinleşen listelerinde ise illerde kadın adaya yer verilmedi. ANAVATAN ise açıkladığı az sayıda il adayları arasında kadınlara yer bulamadı. DP ise bugüne kadar açıkladığı 2 büyükşehir ile 20 ilin belediye başkan adayından sadece Sivas’ta bir kadın adaya şans verdi.
Günümüzde kadınların aktif siyasete girmelerine herhangi bir engel bulunmadığına ve bütün siyasi partiler, kadınların siyasette aktif rol alması gerektiğini açıkladıklarına göre, istatistiklerini muhtelif kaynaklardan derlediğim bu rakamlar ne anlama geliyor?
Ülkemizde kadınlar siyasete ilgi göstermiyorlar. Kendilerine yakın bulmuyorlar. Siyaseti erkek alanı olarak düşünüyorlar. Bulsalar bile seçimlere girecek partiler kadın adayı ciddi risk olarak görüyorlar. Kaldı ki, gelecek Mart yerel seçimleri erkek adaylar için bile görülmediği kadar heyecansız, etkisiz ve tepkisiz şekilde ilerliyor. Her şeye rağmen seçim sürecinin serencamına bakarak deriz ki; kadınlar biz neden yokuz diye şikâyetçi olmasınlar. Önce adaylık için bir şeyler yapmaları lazım.