11 Ekim 2007

Flamingo ve Tuz Diyarı Kulu


2007-08-31/21:28:00

Düden Gölü, yaban kazlarının ve flamingoların motor gürültüsüyle havalanışını, uzak diyarlara yolculuk etmenin henüz zamanı gelmemiş düzenli, ahenkli, küçük provasını yaşattı bana. Uzaktan gördüğüm, yaban hayatı denen şeyin yabanlığına adeta muhalif, insanın içini hafifleten renklerin dizi dizi geçişiydi. Binlerce kilometre uzaktaki ikinci yuvaya vakti gelince hep birlikte visalin, sonra aynı yere geri dönmek zamanını söyleyen kudrete kulak verişle avdet edişin sahnesidir kuşların göçü. Bozkırın orta yerinde, suya hasretle bakan tarlaların arasında Düden Gölü, yüzlerce kuş türünü bağrına basarak kadim, kadirşinas bir eda ile orada duruyor. Ellerim, vaktiyle hanımların çamaşır yıkadıkları sodalı suya ilk defa temas ediyor.

Rusya’dan gelip Afrika’ya göç eden bazı kuş türleri için konaklama yeri olmuş burası. Türkiye’de toplam sayısı 500’ü aşmayan toy kuşlarından 50 kadarı ile türkülerimize konu olan telli turnalar gölün öteki sakinleri olmuşlar. Cehalet ve hırsları gönül gözlerini kapamış kimi avcıların zararları eksik olmamış yörede. Kuşları avlamaya gelenler ne yazık ki kurt neslini bile yok etmişler.

Milli park ve sit alanı ilan edilmesine rağmen gölde yeterli çalışmalar henüz yapılmamış. Zihnim, Kulu’dan izini sürdüğümüz 3 kilometrelik tozlu topraklı yol ile, Temmuz ayında yapılan geleneksel “Kulu Altınbaşak Düden Gölü Kültür ve Sanat Festivali”ni bir araya getir(e)miyor. “Yazılacak çok şeyi olanları”, gülümsemesi eksik olmayan çehresiyle konuk eden Kulu Belediye Başkanı Dr. Ahmet Yıldız, bizi atıksu arıtma tesislerinin inşaat sahasına götürünce, yörenin sahipsiz olmadığını anlıyorum. Çalışmalar tamamlanınca 85 dekar alan üzerine kurulu Konya’nın ilk arıtma tesisi elde edilmiş olacak. Kuş neslinin korunması ve güvenli üremesi amacıyla göl çevresine dikilen 250 bin fidanın, sonraki kuşağı göçmen kuşlarla barıştıracağını hayal ediyor, Düden Gölü’nün Kulu ile birlikte anılması için gerekenin yapılmasını diliyorum.

İkinci durağımız Tuz Gölü, günün orta vaktinde billur yansımalar saçarak ufuk çizgilerine taşıyor gözlerimizi. Ayakkabılarımızı çıkarıyor, çıplak ayakla yürüyerek gölün âdetini yerine getiriyoruz. Göz alabildiğince tuz. Küresel ısınma işte tam burada. Göl kıyısındaki yoldan gelip geçenlerden vakti olanların kısa ziyaretlerini gözlemliyoruz.

Gülhüyük Beldesi ve Geçit Köyü istikametinde dar yollardan ilerliyor, tepelerin ardında geniş bir vadiye boylu boyunca uzanan Hirfanlı Barajına ulaşıyoruz. Severim ben böyle manzaraları. Yaz mevsiminin kavurucu sıcağında, biçilmiş sapsarı ekin tarlalarına nazire yaparcasına canlıdır, alımlıdır bizim göllerimiz. Burada meraklılarıyla kısa bir göl turu atıyor ve en uzun konaklamamızı yaparak yeniden Tuz Gölü’ne, güneşin batışını izlemeye dönüyoruz.

Akşam güneşinin en heybetli, en görkemli ışıkları, ufukta biriken bulutların arasından içime akıyor. Bulutlar safran oluyor önce, ardından kopkoyu bir kızıllığa bırakıyor kendini. Fotoğrafla bir “an” yakalamaya çalışıyorum. Güneş ufukta kaybolup gittiğinde, gün boyunca çektiğim fotoğraflardan en iyilerinin Tuz Gölü’ndekiler olduğuna kanaat getiriyorum. Keyifle başlayan yolculuğumuz, gecenin geç saatlerinde nihayet buluyor.

Muhtelif zamanlarda yaptığım zorunlu Ankara yolculuklarının yalnızca güzergâhı değilmiş Kulu. Kulu, emsalleri gibi Anadolu’ya kendini sermiş, öylece hareketsiz duran, içinden geçip gidilen, gurbetçileri kendilerini İsveç’te ikamete icbar etmiş bir yer de değilmiş. Vaktiyle adı olmuş Esbkeşan kelimesini, tarihi serüvenini içinde öğrendim. Düden ve Tuz Göllerinin ayrıcalığını gördüm.

Kulu’da, kalıcı belediyecilik çalışmalarına imza atan ve yerel kültüre hizmetin farkına varmış heyecanı bitmeyesi Başkan Dr. Ahmet Yıldız’a konukseverliği ve bilgilendirmeleri için teşekkür ediyorum. Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi üyelerini ağırlama nezaketini göstermek, sosyo-kültürün tanıtılması adına, yerel yönetimlerin öngörüsünü ifade eder. Ayrıca geziye vesile olan Fatma Ünver Hanımefendi’ye, TYB Konya yöneticilerine ve renkli simalardan oluşan gezi grubuna hürmetler ediyorum.

0 yorum: