11 Ekim 2007

Hem Eğlen Hem Öğren

2007-05-31/18:56:00

Öğretim yılının bitmesine az bir süre kala, ilköğretim okullarımızda yoğun bir tempo ve heyecan var bugünlerde. Yılsonu etkinlikleri alabildiğine sürerken, yaklaşan OKS sınavı iddiası olan öğrencileri de neredeyse germiş durumda. Hepsine kolaylıklar dilerim.

Anasınıflarından itibaren öğrenciler marifetlerini, bilgi ve becerilerini öğretmenleri, velileri ve davetlilerin huzurunda çoşku içinde sergiliyorlar. Ben de vakit buldukça katılmaya gayret ediyorum. Hafta içinde Meram Mehmet Şükriye Sert İlköğretim Okulu’nun, Fen ve Teknoloji ile Teknoloji ve Tasarım Derslerinin sergisi vardı. Görünen o ki, yenilenen ders programları öğrencilerin yaşayarak öğrenmelerine ve ezberden kurtulmalarına vesile oldu. Uygulamaların etkili öğrenme metotlarını sağlayabilmesi ve programların yerleşebilmesi için elbette ki zaman ihtiyaç olacak. Öğrenciler, özenle hazırladıkları standlarında projelerini anlattılar. Amacım aslında bunların içinde en orijinal olanlarını tanıtmak ve heyecanlarına ortak olmaktı. Yoğun ilgi gösterdiler, anlatırken birbirleriyle yarıştılar adeta. Bunun üzerine tek ya da grup çalışması olan öğrencilere birer not kağıdı verip, projeleriyle neyi hedeflediklerini, amaçlarının ne olduğunu yazmalarını istedim. İlginç proje notları birikti elimde. Bakın neler var:
Büşra Dökmeci-Tuba Öner: Projelerinin adı, “Hem Eğlen Hem Öğren”. Fen ve Teknoloji Dersini eğlenceli hale getirmek, ezberi kaldırarak derse dikkat çekmek ve öğrenmeyi kalıcı hale getirmek istiyorlar. Hayvan ve bitki hücrelerinin işlevsel özelliklerini elleriyle hazırladıkları düzenekler eşliliğinde anlattılar. Projeleri “Bu Benim Eserim” yarışmasına katılmış, Konya elemelerini geçerek Antalya’ya gitmiş ancak Ankara’da finale kalamamışlar. Projeyi hazırlarken neler hissettiklerini sorduğumda, çok keyifli çalıştıklarını söylediler.
Nazlı Doğru: Anasınıfı öğretmeni olmak isteyen Nazlı’nın projesinin adı “Müzik Çalan Kumbara”. Kumbaraya para atınca müzik çalmaya başlıyor. Amacı, çocuklara tasarruf alışkanlığı kazandırmak. Benzer bir çalışma görmediğini söyledi.
Mehmet Taner Soysal: Projesinin adı “Uzaktan Kumandalı Çöp Kovası”. Hanımların evde daha rahat temizlik yapmasına olanak sağlamak istiyorum dedi. Elinizdeki çöpü oturduğunuz yerden kalkmadan kumanda marifetiyle kovayı yanınıza getiriyorsunuz.
Ayşegül Öztürk-Saliha G. Öcal-Rabia Özcan: Projelerinin adı “Dolaşım Sistemi”. İnsan dolaşım sisteminin yararlarını insanlara basit şemalarla anlatıp kanın insan hayatındaki önemine dikkat çekmek istiyorlar.
Neriman Elif Sumak-Rabia Tunç: Projelerinin adı “Destek ve Hareket Sistemi”. Amaçları, destek ve hareket sistemini kavrayarak kemiğin işlevsel yapısını kolayca öğretmek.
Tuğçe Özkan-Eslem Eraslan: Projelerinin adı, “Maddenin Tanecikli Yapısı”. Notlarına şöyle yazmışlar: Bu projeyi hazırlarken hem çok eğlendik hem de öğrendik. Maddeler dünyasını gezerek neyin nasıl çalıştığını ve her şeyin maddeden yapıldığını anladık.
Özcan İli-Ramazan Acar-Muhammet Akpınar: Projelerinin adı, “Düzen Kuşağı”. Birimden bütüne nasıl varıldığını anlatmak istediklerini belirttiler.
Abdurrahman Taşkın-İbrahim Bacak-Emrah Çelikel: Projelerinin adı, “Düz Aynaların Sağladığı Kolaylıklar”. Amaçları, düz aynaları değişik açılarla yerleştirerek istenilen yerdeki görüntüyü kolayca görebilmek. Bu ilginç çalışma, su altından yukarıyı görmek veya trafik kazalarını önlemek amacı taşıyor.
Yaşar Fatih Ceranoğlu-Emre Ayöz: Projelerinin adı, “Sürtünme Kuvveti”. İnsan vücudunda sürtünmeyi önleyen kıkırdak doku ve eklem sıvısını anlattıkları projenin iş makinelerine uyarlanarak iş ve enerji kaybını önleyeceğini savunuyorlar.
Ayşe Nur Kaynar-Ahsen Palaz: Projelerinin adı, “Akıllı Alet”. Sıcak havalarda serinlik sağlayan tabir uygunsa bu akıllı klima, ışığı sayesinde geceleri de kullanılabiliyor.
Sefa Keserci-Hayati Karahan-Furkan Kutlu: Projelerinin adı, “Yer kabuğundaki Sır”. Yer kabuğu olaylarını, yanardağ oluşum ve faaliyetlerini ve bunları hissedebilen hayvanları tanıtıyorlar.
Birbirinden farklı görünüşte, kullanışlı ve aynı amacı güden ilginç bir çalışma daha vardı. “Kayıp Dolabı”. Öğrenciler, kaybolan eşyaları kolayca bulabilmek ve sahiplerine iade edebilmek için yaptıkları bu çalışmalara emekler vermişler. Filiz İli, Merve Barutçu, Nihal Ekinci, Ayşe Akpınar, Sümeyye Karahan ve Munise Öğeç, bireysel veya grup etkinliği ile projelerini ortaya koymuşlar.

Netice itibarıyla, sergiye emek veren öğrenciler şu mesajı vermek istiyorlar: “Bize doğru öğrenme yöntem ve metotlarını, öğrenme kolaylıklarını da sağlayarak ulaştırın, bakın neler başarabiliriz.

Teknoloji ve Tasarım tarzında bir dersimiz yoktu bizim. Aklıma öğrencilik yıllarımda hiç sevemediğim Fen Bilgisi dersi geldi. Golgi aygıtı diye bir şey hatırladım. Hücre içinde oluşan maddelerin paketlenmesinde ve salgı üretiminde görevli olduğunu öğrendiğim golgi kardeşi, eğer bir düzenek üstünde dört minik parfüm şişesi ile görseydim unutabilir miydim?

Öğrencileri yönlendiren ve serginin ortaya çıkmasında büyük gayretleri olan Fen ve Teknoloji Öğretmenleri Fadime Sinan ve Yasemin Karpuz’u, Teknoloji ve Tasarım Öğretmenleri Zennur Palaz, Bilgehan Temizel ve Havva Özeren’i, tebrik ve takdir etmez miyim hiç? Çok yaşayın öğretmenlerim.

0 yorum: