11 Ekim 2007

Hanukah, Noel, Kurban

2007-01-05/17:04:00

2006 Aralık ayının 16’sı ile 31’i arasında üç dinin bayramı, müntesipleri tarafından karşılandı.
Yahudi bayramı Hanukah 16 Aralık - 23 Aralık, Katolik ve Protestanların Noeli 24 Aralık ve bizim Kurban bayramımızın ilk günü 31 Aralık’ta kutlandı. Hicri takvimin özelliği gereği, gelecek senenin Kurban Bayramı 20 Aralık Perşembe gününe isabet edecek. Üç dinin bayramı da kendilerine ait geleneksel, dini ve sosyal tezahürleri itibarıyla sevinçlerin, bağlılık ve birlikteliklerin güçlenme sebebi.

Hanukah, İbranicede adamak anlamındadır. Hanukah Bayramı Eski Ahit’in Kislev ayında 8 gün süreyle kutlanan bir bayramdır. Kislev ayı Kasım sonu ile Aralık ayının ortalarından sonraki bir tarih arasına gelir. Yahudilerin dînî özgürlük kazanma (İ.Ö. 165) mücadelelerin hatırlanmasıdır. Noel, Katolik ve Protestanlarca 24 Aralık günü, Ortodokslarca ise 6 Ocak günü hediyeler, ayinler ve eğlenceler ile kutlanır.

Üç dinin -İslam’ı diğer ikisinden haklı olarak ayırarak- coşkuyla idrak edilen birbirine yakın tarihli bayram tezahürlerinden, insanlığa sirayet etmeyen birkaç meseleye temas edelim.
Dinlerde insanlığı barış ve huzura götürmeyi vadeden veriler, onların temel kaynaklarından ve doğasından gelir. Yeryüzünde dinlerin hiçbiri şiddetin kaynağı değildir. Şiddet, dinlerin değil, toplumların içinde yaşadıkları şartların, giriştikleri rekabetin ve iktidar kararlarının sonucu olarak ortaya çıkar. İstisnalar sayılmazsa, bireysel anlamda dindarların insanlığı fesada boğacak çabaları genellikle görülmez. Aynı şekilde dinlerin orijinal amentüleri, ibadet uygulamaları ve ahlaki öngörüleri de, anarşi doğuracak mesajlar telkin etmezler. “Orijinal” kelimesiyle, peygamber ve vahyle gelen dinin, bir süre sonra müntesipleri tarafından yine din adına tahrife uğratıldığı sonucuna vurgu yapıyoruz. Din Sosyolojisi, söz söyleme yetkisini elinde bulunduranlar eliyle meydana getirilen bunalımı bir vakıa olarak ele alır. Burada, doğal ve gerekli bir değişim sebebiyle orijinali bozulmaksızın zamana uygun olarak yapılan yorum ve uygulamayı kastetmiyoruz. Dinlerin fenomenlerinden olan bayram kutlamalarında da ana tema, dinin kendi çerçevesi içinde geçmişin yâdedilmesi, emrin yerine getirilmesi ve bunlardan kaynaklanan coşkudan ibarettir. Ancak dine yön verenlerin haleflerine bıraktıkları barış ve yenilenme mesajları kendilerine uyanları aşıp, ötekini de kucaklayacak şekilde değilse, bayramla birlikte gelen, yekdiğerinin geleceğine nefretle bilenmekten başka bir şey olamaz.

Müslümanların, kurbanla birlikte dünyanın yardıma ihtiyaç duyan bölgelerinde süregelen faaliyetleri bu yıl artarak devam etti. Telefonda bayramını kutlamak istediğim kadim bir dostum, bayramın ilk günü kurbanlıkların dağıtımı için Kongo’da bulunduğunu ve bayram süresinde orada olacağını söyledi. Beklentisiz, karşılıksız yardımlaşma maksadının Noelde bir Hıristiyanı, yahut Hanukah’ta bir Yahudiyi, haritalarda çoğumuzun bulamayacağı yerlerde bulundurması görülmüş mü? Her yıl Ramazan ayında Müslümanların dünyanın neresinde olursa olsun açları doyurma seyahatleri ayrıca gurur sebebimiz oluyor.

Hanukah’ta Yahudilerin elinde silahlar, gözlerinde nefret vardı. Gazzeli çocuklar süresiz tatil edilen okullarına gidemediler. Noelde Bağdat sokaklarında ne işi olduğunu bilmeyen Amerikan askerleri de öyle. Üç dini, yeni bir tasnife ihtiyaç varmış gibi süreçlere bakmadan İbrahimî dinler sınıfına sokanların görmedikleri ne acaba? Kurban mı? Hangi kurban? Irak’ta, Filistin’de, Çeçenistan’da, Doğu Türkistan’da kurban edilen Müslümanlar mı?

Yaşadığı çağın insanlarına akıllarını kullanmalarını öğütleyen Musa’sız Yahudilik ve sol yanağına vurana sağ yanağını çevir diyen İsa’sız Hıristiyanlık, düşünce alanını çevreleyen tabularını yıkmadıkça, ne rahmet nebisinin mesajını anlayabilir ne de Kongo’ya yardıma koşan Müslüman’ı oraya götüren sebepleri. Allah, bütün dünya Müslümanlarına dayanışma şuur ve gücü versin.



0 yorum: