11 Ekim 2007

Avrupalı Türk Vekiller Lobi Yapabilir mi?

2007-03-01/19:59:00
Avrupa meclislerinde görev yapan Türkiye kökenli 8’i kadın 23 milletvekili, 24 Şubat Cumartesi günü Ankara’ya geldiler. Medyaya yansıyan kısmıyla vekillerin, Avrupa’daki Türklerin entegrasyon sorunlarının giderilmesi konusunda görüş alışverişinde bulunacakları duyuruldu. Vekillerin iki günlük ziyareti bir ilk olması bakımından önemlidir. Esasen bu konuda geç kalındığını düşünüyoruz.

Sebebine gelince;
Avrupa’daki göçmenler içinde Türk nüfusu ilk sıralarda yer alırken sayıları da gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Avrupa’da yaşayan Türk nüfusun en yoğun olduğu ülkeler içinde Almanya 3 milyon Türk nüfusu ile ilk sırada yer almakta, Fransa 500 bin, Hollanda ise 350 bin ile nüfus ile Almanya’yı izlemektedir. Avrupa’da toplam Türk sayısı 5 milyon civarında.

Onca nüfusa rağmen, Avrupalı Türklerin yaşadıkları ülkelerdeki siyasal etkileri, eğitim ve kültürel az gelişmişliğe bağlı olarak, 60’lı yıllardan günümüze hala yeterli değil. Bunun en açık örneği, 1998’de sayısı 10 bini bulmayan Ermeni nüfusun, 140 bin Türk nüfusuna rağmen Belçika’da kabul ettirdiği sözde ermeni soykırım kararı. Siyasal etki Fransa’da da farklı değil. Aynı nüfusa sahip Ermeniler dünyada ilk kez Fransa’da soykırım kanunu çıkarttırdılar. Bunlar olumsuz örnekler.

Hatırlanacağı gibi, 2002 Eylül’ünde yapılan Almanya seçimlerinde Türklerin yüzde 60’ı sandıklara giderek Türkiye’nin AB üyeliğine muhalefet eden sağcı Edmund Stoiber’in iktidara gelmesini engellemişlerdi. Şimdi, Angela Merkel’li Almanya’nın mesela bir soykırım iddiasını gündeme getirmesi mümkün görünmüyor. Bu da işin iyi tarafı elbette.

Son dönemlerde bir “diaspora” kelimesi telaffuz edilir oldu. Anavatanından ayrı, kendi içinde kapalı yaşayan topluluk anlamına gelen “diaspora”nın, şimdilerde bir anlam değişikliğine uğrayarak, “anavatanından ayrı ancak haklarının izini süren topluluk” gibi bir çıkarıma işareti var. Adı ne olursa olsun, Avrupalı Türklerin de yaşadıkları ve büyük oranda vatandaşı oldukları ülkelerin siyasetine, kültürüne, sanatına ilgi duymaları ve sahip çıkmalarından başka çareleri yok. Özellikle son kuşağa “kim olduğunu” öğretecek olanların bir işbirliğini şucu bucu demeden olmazsa olmaz görmesi lazım.

Yine medyadan öğrendiğimize göre gelen vekillerden üç isim dikkat çekiyor: PKK’ya yakın derneklerin AP’deki etkinliklerine yardımcı olan Feleknas Uca... Babası Kongra Gel’in Yönetim Kurulu üyesi olan Evrim Baba... Ermeni soykırımını tanıdığı iddia edilen Kürt kökenli milletvekili Gıyasettin Sayan.

Avrupa’daki seçimlerde oy kullanan Türklerin, oy verecekleri Türk vekil adaylarına aynı Türkiye’deki gibi laik-antilaik, alevi-sünni gibi tercihleri olduğu biliniyor. Bu garabete, siyaseten akıllı tavrın hakim olması gerekiyor. Vekillerin de dikkatli olması. Tabii Türkiye’ye ve oradakilere muhabbetleri varsa.

Bu meseleler, bir köşe yazısına sığmayacak kadar uzun. Türk dışişleri, bu vekilleri davet ettiğine göre, umulur ki, Avrupa’daki Türklerin de en az Ermeniler kadar güçlü bir Türk lobisi oluşturmaları konusunda telkinleri olsun. Hele ki şimdiden sonra Türkiye’nin, hangi tip iktidar gelirse gelsin “Avrupalı Türkler”e sadece sahip çıkması değil, siyasetlerine de yön vermesi elzem olmuştur. Bulgaristan ve Romanya’nın da 1 Ocak 2007’de AB’ye dahil olmasıyla birlikte, AB ülkelerindeki 5 milyonu aşkın Türk nüfusu 7 milyona çıkmıştır. Büyükler daha iyi bilir ama, bir “Dış Türkler Bakanlığı” -veya adı ne olacaksa- kurulması zamanı çoktan geçmiştir. Sahip çıkılmayanın öyle yada böyle bir sahip çıkanı mutlaka olacaktır. Hayat boşluk kabul etmez.

0 yorum: