11 Ekim 2007

Konyalı Köylü ve Çiftçilerimize Bir Önerim Var

2007-01-16/20:27:00
Okuyacaklarınız esasen ilgisi olanlarınızca yeni değil. Konya’da neden yok veya var da biz mi bilmiyoruz, yok ise niçin var olmasın kabilinden bir zihin faaliyeti ve bir öneri gözüyle bakabilirsiniz.

Uzunca bir süreden beri, organik tarım ürünleri üreten ve bununla birlikte işlemesini turistik anlamda değerlendiren organik çiftliklerle amatörce ilgileniyorum. Konu itibarıyla bu işler alanıma girmiyor ancak sonuçta yediğinden emin olmayan tüketicilerden ve alternatif tatil arayanlardan biriyim.

İnternet ortamında da müşteri arayan ve giderek profesyonelleşen bu çiftlikler, atalardan kalan usullerle kimyasal gübre ve ilaca maruz kalmamış organik sebze ve meyve üretiyorlar. Hatta ülkemizde birkaç yıldan beri Kelkit’teki gibi organik süt sığırcılığı yapan çiftlikler de mevcut. Buna ilaveten organik tekstil ürünleri de gündemde.

Ekolojik hayvan ve ziraat ürünlerinin dünya genelindeki payına bakıldığında elâlemin ne kadar mesafe aldığını görüyorsunuz. Kendi üretim alanlarında sıkıntılar yaşayan ancak bunun nedenleri konusunda kafa yormayan, bilgilenmeye, yeniliklere açık olmadığından şikâyet etmeyi hayat felsefesi edinmiş yüz binlerce köylü ve çiftçiye sahibiz. Aynı durum diğer pek çok sektör için de geçerli. Okuyanlar bana kızmasınlar. Her şeyi devletten beklemek söylemi olumlu olumsuz hoşuma gitmiyor. Lafı uzatmayalım, işler iyi gitmiyorsa çare kendiniz olmak zorundasınız. Organik üretimde durum kısaca şöyle:

1990’dan beri İngiltere’de organik besin pazarı 6 misli artmış. Almanya’da nüfusun %70’i biraz daha pahalı olmasına rağmen organik besinleri tercih etmişler. Fransa’da da organik üretim % 30 artmış. Organik tarımın önde gelen ülkelerinden Küba’da sebze üretimi için 2.800 yeni organik çiftlik açılmış. Tarım programları sonucu Kübalıların 1995’de kişi başına 36 kilo olan sebze-meyve tüketimi, 2000 yılında 99 kiloya çıkmış. Sağlıklı beslenme sonucu aynı dönemde kalp hastalıklarında yüzde 25 düşüş sağlanmış. Buna ek olarak sağlık ve çevresel konularda bilinçli tüketicilerin sayısının artması, perakende satış yapan firmaların reklâm ve pazarlama stratejilerinin gelişmesi organik gıdaya duyulan talebi arttırmış.

Görüldüğü gibi dikkatli üretici ve tüketici paslaşması, organik ürün tüketimini kazançlar, sağlıklı yaşam ve sosyal fayda adına memnun edici seviyeye götürmeye devam ediyor.
Asıl vurgu yapmak istediğim çiftçi ve köylümüz ilgilensin istediğim ekoturizm. Şimdi sadede geliyorum.

Param yok, bu işi yani ekoturizmi nasıl yapacağım diyenlerin yüreğini ferahlatalım. Birçok organik tarım üretimi yapan çiftçi ve çiftlik arazisi küçük olup, aile işletmeleri şeklinde çalışıyorlar. Türkiye’de çok sayıda örneği var. Bir kere ürettiğinizin organik olması gerekiyor. Sonra evinizde sizin kullandığınızın dışında 1-2 oda olması yeterli. Yılın belirli dönemlerini evinize gelecek ziyaretçilere ayıracağınızdan derli toplu olmanız gerekiyor. Misafir etme döneminizi kendiniz ayarlayabiliyorsunuz. Organik çiftliklere gelenler konaklama, kahvaltı, öğlen ve akşam yemekleri için kişi başı ortalama 25 YTL ödüyorlar. Şu anda TATUTA’ya bağlı çiftliklerde uygulanan fiyat bu. Misafirlerinizi sebze, meyve bahçelerinde veya mısır, buğday tarlanızda bakım işleri, çapalama, gübreleme, zararlılarla mücadele, ot temizleme, arı-kovan bakımı vb. yani yetiştirdiğiniz ne ise o konuda gönüllü çalıştırıyorsunuz. İsteyen sadece konuk oluyor. Hem ürettiğinizden hem de misafirlerinizden gelir elde ediyorsunuz. Bütün bunlar için elbette ki, insanların sizi tanıması gerekiyor. Bunun da kolayı var. http://www.bugday.org/tatuta/iletisim.php adresine girip kayıt ve sonrasında kabul edilmeniz halinde ziyaretçi beklemeye başlayabiliyorsunuz. Bu adresi reklâm amacıyla değil, şimdilik başka kolay tanıtım olmadığından verdim. Bundan sonrası hakkında bilgim yok. İlgilenmek isteyenler takip ederler.

Türk insanı artık tatil denince denizi, kumu, güneşi eskisi gibi aramıyor. Dağlara, köylere uzanmak, temiz hava ve besinler tüketmek istiyor. Tatil alternatifleri giderek çoğalıyor. Şartlarınız uygunsa değerlendirin derim. Bu işleri yapanlar sizden daha akıllı değil. İlgilenirseniz Don Kişot olmayacaksınız, korkmayın. Tatuta’ya bağlı çiftlik sayısı 150’den fazla ve yurt dışından da artan talepler var. Bana dua etmeyi de unutmayın.
Ancak bu iş için her şeyden önce sahip olmanız gereken bir özelliğiniz olmalı.
GÜLERYÜZLÜ OLMAK ve İNSAN SEVMEK. Değilse bırakın gitsin.

Bilgi için:
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği:
Tel: 0 212 252 52 55 / Faks: 0 212 252 52 56
E-posta: info@tatuta.org
www.tatuta.org / www.bugday.org / http://www.bugday.org/tatuta/index.php

0 yorum: