03 Aralık 2008

Konya Bir Marka Kent Mi

01.12.2008
Önceki yazımızda, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Türkiye Turizm Stratejisi 2023 ve Turizm Stratejisi Eylem Planı çalışması kapsamında yapacağı icraatlardan bahsetmiştik.

Bakanlığı’nın Konya’yı “marka kent” kapsamına alması ilimiz için büyük avantaj. Valilik bünyesinde kurulacak komite şayet bu desteği iyi değerlendirirse, “Marka Kent Konya” veya “Mevlana Diyarı Konya” cinsinden kuru laflar yerine, sonuca yönelik güzel işler görebilir, Konya’yı başka değerleriyle de tanıtabilir, markalar oluşturabiliriz. Gerçi, strateji planını açıklayan bakanlık yetkilileri ile birlikte MKM’deki toplantıya katılıp renk katan konuşmacılardan özel şirket yetkilisi Pelin Bengisu, Mevlana ile Konya adının birlikte anılagelmesi sebebiyle bizi tebrik ettiğini söylemişti. 1950’lerden itibaren Mevlana’yı anma törenlerinin gerçekleşmesine önayak olan Fevzi Halıcı’nın çabaları bulunmasa ve bu etkinlikler vaktiyle başlatılmamış olsaydı acaba Konya, bugünkü kadar Mevlana ile özdeş olabilir miydi diye soramadan edemiyor insan.

İşin Konya’yı ilgilendiren tarafıyla ilgili olarak, sunumunu güzel hitabetiyle birleştiren İl Kültür Müdürü Mustafa Çıpan, dersine bir hayli çalışmış göründü. Şehirlerin, ülkelere göre daha kolay markalaşabildiğini belirtti. Neyi markalaştıracağınızı belirlemelisiniz dedi. Bütünü markalaştırma yerine, lokal markalaşma çabasının isabetini, Nevşehir-Kapadokya, Denizli-Pamukkale örnekleriyle açıkladı.

Yabancıya, Kapadokya’ya mukabil Nevşehir adı pek bir şey çağrıştırmaz doğrusu. Hz.Mevlana’nın şöhreti yanında Konya sönük kalacaktır. Carlo Colladi’yi bilen çok olmasa da, eseri Pinokyo’yu bilmeyen yoktur. Bunun gibi yani. Yeri gelmişken ben de herkes gibi, Konya-Mevlana demek isterim. Fakat Konya sahip olduğu eserleriyle birden fazla markayı hak ediyor. Öyle de olmalı. Kentsel dönüşümün, “kentsel sönüşüm” yahut “şehrin sonu” olduğunu yazıp çiziyoruz uzun zamandır. Onca boş arazi varken Konya’da, neden şehrin kalbini yaralarsınız? Bu şehrin aktörleri umarım bunun farkındadırlar. Elin oğlu memleketinden kalkıp, acaba şu Karatay Çaybaşı kentsel dönüşümü nasıl olmuş bir göreyim demez ki. Kaldıysa Çaybaşı’nda, fotoğrafını çekeceği evi, konağı, sokağı görmeye gelecektir.

İl Kültür Müdürü’nün sıraladığı “aday lokal marka”ların hiçbiri bana yabancı değil. İnternette yayınladığım Konya’ya ait 1000’den fazla güncel fotoğraf ve özet bilgilerle, bir hemşehri olarak mutluluk duyduğumdan tasarruf etmiyorum. Sayın Çıpan’ın, Konya’da neler markalaştırılabilir başlığıyla anlattıkları son derece bilgilendirici oldu. Bunlar neler bakalım:

-Mevlana ve Mevlevilik; Tasavvuf, Sufizm, Mistisizm
-Konya’nın Selçuklu Başkenti Oluşu
-İlklerin Şehri Çatalhöyük
-Termal Turizm
-Nasreddin Hoca
-Hititler
-Pavlus Yolu
-Av Turizmi
-Huzur Şehri Konya
-Sağlık Turizmi
-Eğitim
-Fuarcılık ve Kongre Turizmi
-Törenler ve Festivaller
-Konya Mutfağı
-Google arama motorunda ilk 100 dünya kenti arasına girmek

Bunlardan Konya’da en etkili faaliyet, Mevlana’yı Anma Törenleri adıyla yapılıyor zaten. 2008’in “Pavlus Yılı” ilan edilmesine rağmen kimsenin haberi olmadı. Nasreddin Hoca 800. yılında Akşehir ile sınırlı kaldı. Yeni Üniversiteler için geç kalındı. İsa’nın doğumunun 2000. yılı ile inanç turizmi es geçilmişti. Giden gelmez. Bu listeye Konyaspor’u ilave etmeyi bir gereklilik olarak görüyorum.

Bakanlığın çabasını destekleyecek bilinçli bir ekip gerekiyor. İşbirliği ve ortak akıl lazım. Sivil toplumu yanına çekecek farkındalık şart. Seyahat acentelerinin desteği elzem. Konya’nın gerek tarihi mirası, gerekse sivil toplumuyla bunu başarabilecek kapasitesi olduğunu düşünürüm hep. Valilikçe oluşturulacak komite, neler marka olabilir sorusundan evvel, biz bu işi kimlerle yapabiliriz sorusuna cevap aramalı. Şayet başarılı olunursa Konya’da ciddi bir iş istihdamı görülebilir, işsizlik problemi bir ölçüde giderilebilir.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Akyürek ile Karatay Belediye Başkanı Hançerli’nin, toplantının başlarında salondan ayrılmaları dikkatlerden kaçmadı. Meram ve Selçuklu Belediye Başkanlarının toplantıda bulunmamaları da… Yanımda oturan izleyicilerden biri bu durumu; onlar konuya zaten vâkıflar. Muhtemelen daha önemli işleri vardır diyerek özetledi. Umarız öyledir.


0 yorum: