29 Ağustos 2021

Geçmişler de neler olmuş biliyor muyuz?

Ahmet Güldağ yazısı, 7 Aralık 2006

 

Cuma günkü yazım ( www.merhabagazetesi.com.tr/arsiv/2006/12/01/musahede.htm ) okurlarca hayli ilginç bulunmuş ki!..

E-Postamı açtığım akşamı 57 mail görünce şaşırdım. Bu ne diye!..

Yazımdaki konu içerikliğinin çok iyi bir hatırlatış olduğunu belirterek "Bu şekilde ki birçok hususlarında karanlıkta kalması yerine gençlerimizin hatta bilmeyenlerimizin bilgilendirilmesi yerinde olur…" meyanın da dem vurup, teşekkür etmekteler.

E- Posta ile yanıtladımsa da.  Buradan da teşekkürlerimi sunmak isterim…

Bendeniz sadece yazarlık vazifesini yerine getirmeye çalışmaktayım.

O günkü yazım için veri ararken karşılaştığım ilginç bilgiler oldu.

Bu gün, Bir yorum yapmadan desem de, bazı açıklamalar içinde bir kaçını sunarken…

Dün ve bugünkü hallerin derin düşünce ve yorumunu yinede sizlere bırakıyorum.

 ***

09.Mayıs 1935 CHP 4. olağan kurultayında Atatürk'ün konuşmasından:

"…Geçen Kurultaydan bugüne kadar, kültürel ve sosyal alanda başardığımız işler, Türkiye Cumhuriyetinin ulusal çehresini, kesin çizgilerile, ortaya çıkarmıştır. Yeni harfleri, ulusal tarihi, öz dili, ar, ilimsel müzik ve teknik kurumları ile, kadını erkeği her hakta eşit, modern Türk sosyetesi bu son yılların eseridir. ( Sürekli alkışlar)…"

Herkesi eşit gören düşünce. Bu gün nasıl oldu da örtülü örtüsüz ayrımı ve İHL si gençlerinin saf dışı edilmesine dönüştü ki?

***

11 Kasım 1938: TBMM Cumhurbaşkanlığı'na İsmet İnönü'yü seçti 

1. Olağanüstü Kurultay: 26 Aralık 1938 . Atatürk'ün vefatı üzerine toplanan olağanüstü kurultayda Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, "değişmez genel başkanlığa" seçildi. Kurultay ayrıca, Atatürk'ü "Ebedi Şef" ilan ederken, İnönü'ye de "Milli Şef" unvanını verdi. Partinin Genel Başkan Yardımcılığına Başbakan Celal Bayar, Genel Sekreterliğine İçişleri Bakanı Refik Saydam getirildi.

İnönü'nün 1. Olağanüstü Kurultay  konuşması şöyle:

"Aziz arkadaşlarım! Vatandaşlarda ve teşkilatı esasiyenin tarif ettiği vatandaşlarda, bu vatanın daimi sahip ve sakinleri sıfatile, emniyet içinde yaşamak huzuru kalbi, Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve Cumhuriyet hükümetinin samimi hedefidir. Hiç bir milletin kendisine uygun gördüğü bir tedbir, bizim memleketimizde taklit olunamaz. Hiç bir vatandaş, kanunların kendisine temin ettiği nimetlerden mahrum edilemez (Alkışlar). Huzur içinde, müşterek vatanın yükselmesine çalışmak sahası, bütün vatandaşlar için açıktır. Bu memlekette, bütün kuvvetleri özünde toplamış olan tek kudretli varlık, Türkiye Büyük Millet Meclisidir (Bravo sesleri, alkışlar). Onun tedbirlerile, teşkilatı esasiyesi ve kanunlarile, hepimiz üzerine teveccüh eden mükellefiyetler ve vazifeler, diğer bütün vazife ve mükellefiyetlerimizin üstünü ve nazımıdır…."

Satır aralarını o güne ve bugüne göre fark var mı? diye değerlendirmeli…

CHP'nin Genel sekreterliğinden Başbakanlığa kadar yükselen Recep Peker!..

Atatürk sağlığında genel sekreter iken tutumu ve gittiği yolda masonluk kokuları gördüğü için kendisine bizzat "Masonluk Derneği kapatılsın" emrini verip daha sonra azlettiği Recep Peker için verilen fikir ve onun mecliste konuşmalarından örnek…

"…Recep Peker CHP'yi örgütsel yönden ve doktrin bakımından güçlendirmeye çaba harcadı. Partinin devlet ve hükümet üzerinde denetim kurabilecek ölçüde bir siyasi otorite olması için çalıştı. Parti ve Kurultay kararlarının, anayasadan üstün olduğunu, anayasanın parti ve kurultay kararları ışığında yeniden düzenlenmesi gerektiğini savundu. Türkiye Cumhuriyetinin ilk parti devleti olduğunu söyledi. CHP'nin ismi ve altı ok işareti Atatürk'e yaptığı öneriyle kabul olunduktan sonra, partinin altı ilkesinin, 1935 anayasasına girmesini sağladı. 1932 yılında İtalya ve Almanya'ya yaptığı geziler sonucunda, faşist partilerdeki örgütlenmeyi CHP içinde yapmak istedi. Liberal devlet tipine karşı olan Recep Peker, her şey ulusallaşmışken, partinin de ulusal ve tek olması gerektiğini savundu. İnkılâbı; "sosyal bünyeden geri, eğri, fen, eski... şeyleri birden bire yerinden söküp, onların yerine ileriyi, doğruyu koymaktır. Eskiyi vurup devirmedikçe inkılâp uzun süre devam etmez" şeklinde açıkladı.

***

Bu gün burada bırakalım da.

İhtilal yoluyla DP yi kapattırmada asıl sebep olarak gösterilen işlemin daha evvelce nasıl tatbik edildiği durumlarını ve parti kapattırma düşünce ve icraatları hususu da ilerde bilgi edinebileceğimiz konular olur inşallah…

***

Sağlık ve esenlik içinde yaşam dileğimle…

0 yorum: