05 Ağustos 2008

Kültür Sanat Kimin İçin

07.07.2008
Bütün ülkenin anlamakta, kavramakta zorlandığı günlerden geçerken, bu şehrin kültür-sanat meselelerini söz konusu etmenin tabirim uygun görülsün doğrusu herkesi ırgalamadığının farkındayım.
Lakin böyledir diye de yazacaklarımdan tasarruf edecek değilim. Memleketin bitmek bilmeyen malum vakıalarına takılıp kalacak olursak neyi halletmiş olacağız?

Konya’da kültür sanat etkinliklerinin en yoğun, en disiplinli ve en verimli merkezidir Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi. Hatta TYB şubelerinin içinde en aktif olanıdır. Cumartesi günleri, bahçesinin ikindi serinliğinde kültür sanat adamlarını bir araya getiriyor, takvimli programlar dâhilinde gerçekleştirilen paneller, konferanslar, sohbetler ve sergilerle göz dolduruyor. Kurslar düzenliyor. Tertiplediği gezilerle mensuplarının bilgi dağarcığına katkılar yapıyor ve şehirler arasında gönül köprüleri kuruyor.

Devletten maaşlı onlarca görevlinin çalıştığı kurum ve kuruluşların bir türlü bitiremediği, başaramadığı hatta cesaret bile edemediği programları iki-üç kişi ile organize edebiliyor (Mukayese için bkz. TYB Konya etkinlikleri vd.). Fakat ne yazık ki, Kültür Bakanlığına ilettiği projeler karşılık görmüyor. İlgili bakanlık bizim bunca öne çıkan özelliğimize rağmen niçin ilgilenmez, niçin taleplerimizi değerlendirmez? TYB Konya’sız bu şehrin kültür-sanatı sağırdır, dilsizdir.

Bunları ilgisi olan herkes biliyor zaten. İlgisi olması gerekenler ortalıkta görünmüyorlar nedense. Bu şehri yönetenler, özellikle kültür-sanat kurum ve kuruluşlarının başında resmi sıfatlarla bulunanlar, üniversite mensupları, basın camiası yahut kısaca bu yazdıklarıma muhatap olması gerekenleri TYB Konya’da görmek mümkün olmuyor. Bunların istisnaları yok değil. Vekillerimizden Prof. Dr. Sami Güçlü ile Mustafa Kabakçı Beyefendiler programlara sıkça iştirak ederler. Selçuklu Belediye Başkanı Doç. Dr. Adem Esen’i gördüğümüz olur ara sıra. Diğer belediyelerin reislerini ve kamunun diğer yöneticilerini görmüşlüğümüz yoktur. Bizim bilmediğimiz sebepler söz konusu olduğundan mı iştirakleri yoktur diye düşünmeden edemiyoruz. Üniversite camiasına diyecek söz zaten yok. Muhtemelen işleri çoktur.

Vekilimiz Sayın Mustafa Kabakçı’ya özellikle teşekkür etmek isterim. KONFAD’ın yılın son Cuma programına iştirakinden mutlu olduk. Yeni sezon açılışına, fotoğraf sanatına ilgisini bildiğimiz sayın vekilimizin bir gösterisi ile başlayacağımızı buradan duyurmuş olalım. Özellikle şehir dışı fotoğraf gezilerinin gerçekleştirilmesi için elinden geleni yapacağına dair söz vermesi bizi memnun etmiştir.

Cumartesi akşamı çınar altında, TYB Konya ve KONFAD işbirliği ile KONFAD üyelerinin çalışmalarından oluşan bir Karma Fotoğraf sergisi açıp iki saydam gösteriyi izleyenlerin beğenisine sunduk. İki güzide kültür sanat kuruluşunun da üyesi olmak sıfatıyla bu serginin hazırlanmasında emeklerimiz geçti. Sergi ve sonrasındaki fotoğraf gösterilerinin güzel olması için elimizden gelen çabayı sarf ettik. Açılışımızda hazır bulunanların sayısı iki pilav sofrasını geçmeyecek kadardı. İyi de evvelen kendi üyeleriniz gelmemiş ki, diyecek olanlar için söyleyecek sözüm de yok maalesef. Özellikle bu son cümlenin yaralayıcı bir etkisi söz konusu. Zamanlaması uygun değildi itirazına karşı serginin Çarşamba gününe kadar açık olduğunu hatırlatalım.

Bu tür durumlar için söz ustaları hemen bir kemmiyet/keyfiyet cümlesi irad ederek vakıayı doğru tespit etmiş, gerilimi azaltmış olurlar. Öyle de oldu. Sessiz sedasız bir açılış yaptık. Kırıldık da biraz. Lakin marifet iltifata tâbidir vakıasına takılıp kalmadık. İmkân oldukça daha yeni ve daha güzellerini sanatseverlerin beğenisine sunmaya çalışacağız.

Bu serginin bir başka yönü, “internetteki fotoğraf paylaşım sitelerinin fotoğraf sergilerine etkileri” başlıklı bir yazı için bizi dürtüklemesi olmuştur diyebilirim. Bunu zamanı gelince bir fotoğraf amatörü olarak dile getirebiliriz.

Söz bitmez. Bu ve benzeri serzenişlerimizin sebebini kısaca yazarak yazımızı nihayete erdirelim: Yaptığımız iş üzerinde yaşadığımız toprakları önemseyen tavrımızdandır sadece. Bunu, “kültür sanat karın doyurur mu?” cinsinden algılamalarla irtibatlandırmak abestir, yanlıştır, üzücüdür. Şairin dediği gibi: “Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım.” Yapmaya çalıştığımız budur.

0 yorum: