Eski Türklerde, bugün de olduğu gibi, evlenmeden önce bir söz kesme ve nişan aşaması görülmektedir. Her iki aşamada ayrı âdetler gerçekleştirilmektedir. Söz gelimi, söz kesmede, kızın, evlenmeye razı olduğunu gösteren bir rızalık vermesi gerekir. Rızalığın sembolü, mendil olmuştur. Yine söz kesme töreninde, Anadolu’da, ant içme anlamına gelen bir söz şerbeti içilir. Nişan töreninin âdeti ise yüzüktür. Dede Korkut’ta, nişan yüzüğünün kutluluğu, nişan yüzüğünün içinde binbir nişan vardır sözüyle ifade edilmiştir. Anlaşılabileceği üzere, her iki aşama da son derece önemli kabul edilmiştir (Ögel, Türk Kültürü, 2020: 202, 203).
Eski Türk aile hukukunda evlenme ile ilgili zikredilmesi gereken önemli bir müessese de kalındır. Kalın, oğlanın, evleneceği kızın ailesine verdiği bir aile malıdır. Kız da buna karşılık, baba evinden alacağı bir pay olarak çeyiz getirir (Ögel, Türk Kültürü, 196, 201). Kalın, kızın çeyizini hazırlamak üzere babaya verilen kara mal, düğün masraflarını karşılamak üzere yine babaya verilen tüy-mal, oğlanın nişanlısını ilk ziyaretinde verdiği yelü ve kızın annesine oğlan tarafından verilen hediye olarak süt hakkı bölümlerinden oluşmaktadır (Cin/Akyılmaz, 2020: 33). Kalının hukuki niteliği ile ilgili olarak farklı görüşler ileri sürülmüştür. Gerek kalının miktarının değişebilmesi gerek taksitle ödenebilmesi gerek kadının evlilikte, ailedeki ve toplumdaki saygın konumu dikkate alındığında; kalının, karşılıklı bir hediyeleşme olduğunun söylenmesi mümkündür. Ayrıca kalın, erkeğin eşine karşı boşanma hakkını kullanması hâlinde, kalını geri isteyememesi dolayısıyla boşanmaları önleyici bir fonksiyon icra etmektedir (Ögel, Türk Kültürü, 2020: 198, 199).
Çin kaynaklarında, Göktürklerin geleneklerine göre, koca öldükten sonra üvey anne ile ölenin oğlunun veya kardeşinin evlendiği ifade edilmiştir (Taşağıl, 2014: 55). Bu müessese, levirat olarak adlandırılmaktadır. Levirat müessesesinin kökeninde ise üvey anne ve çocukların himaye edilmesi, aile mülkünün parçalanmasını önleme ve kadının, ölen kocasının ruhuna hizmet etmesini sağlama amaçları bulunmaktadır (Cin/Akyılmaz, 2020: 34, 35). Ögel, bu müessesenin kökeninde, kalının da yer alabileceğini ifade etmektedir (Ögel, Türk Kültürü, 2020: 197).
Boşanma
Eski Türklerde, eşlerden her birinin boşanma hakkı olduğu kabul edilmiştir. Örneğin, erkek açısından, karısının gayrimeşru ilişkilerinin bulunmasını bir boşanma sebebiydi. Kadın açısından da kocasının kendisine kötü muamelede bulunması, yine gayrimeşru ilişkilerinin bulunması veya iktidarsız olması birer boşanma sebebiydi (Aydın, 2022: 20).
Dr. Öğr. Üyesi Hakan KAŞKA, AÖF TÜRK HUKUK TARİHİ, İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK HUKUKU,s. 11