Dünyanın en uzun ikinci,
Avrupa`nın en uzun Teleferiği ile Tahtalı Dağı’nın zirvesine çıkmak heyecan
verici bir serüven. Dört yıl aradan sonra, Antalya’nın Kemer ilçesinden teleferik
istasyonuna doğru bindiğim minibüs aheste giderken yol kenarlarında onlarca
farklı renkte çiçek görüyorum. Yaz mevsiminin kavurucu sıcaklarına kalmadan
baharda buralarda olmak, Akdeniz florasının en canlı zamanlarını görme imkanı
veriyor.
“Antik çağda adı “Solyma” olan Tahtalı
Dağından ilk söz eden antik yazar Homeros’tur. Onun anlatımına göre Tanrı
Poseidon, Aithioposlulara yaptığı bir ziyaretten dönerken Solyma Dağı’na
geldiğinde, düşmanı olduğu Odysseus’un tekrar denize açılmakta olduğunu fark eder.
Amacı Truva Savaşı sonrası ülkesine dönmek isteyen Odysseus’a mani olmaktır.
Phaselis önünde deniz karışır; dalgalar birkaç gemi yüksekliğine ulaşsa da
Odysseus, bu tehlikeden de kurtulmayı başarır. Homeros bu olayı bize şu
sözlerle aktarır:
Bulutların Üzerinde |
Tahtalı'dan Akdeniz |
“Yanık Yüzlüler
ülkesinden geri dönen Poseidon o ara gördü onu Solyma Dağları’nın tepesinden,
ilişti gözüne denizde yüzen sal, yeri sarsan tanrı öfkelendi yüreğinde
adamakıllı, söylendi kendi kendine, sallaya sallaya başını: “Odysseus için
verilmiş kararı tanrılar ben Yanık Yüzlülerdeyken değiştirdiler demek!
Phaiak’ların toprağına yanaşacak neredeyse, orda kurtulacak başına gelen
belalardan. Ama ben daha bir sürü bela getirebilirim onun başına”.
Yine Homeros bölgedeki Solymler halkından söz ederken Likyalıların kendilerinin atası saydıkları efsanevi kahraman Bellerophontes’in Solymlerle sürdürdüğü savaşları anlatır: Bellerophontes tanrıların isteğine uydu ve azgın Chimaira’yı bir anda yere serdi. Sonra ünlü Solymler’le savaştı. Girdiği savaşların bu en çetiniydi”. Antik coğrafyacı Strabon’un kitabında Tahtalı Dağı’nın adı, Phaselis kentini anlatırken geçer: “Korykos’tan sonra Phaselis Gölü ve söz edilmeye değer üç limana sahip Phaselis kenti gelir. Bu kentin üzerinde Solyma Dağı yükselir. Tahtalı, antik çağda “Tanrılar Dağı” olarak isimlendirilmiş.
Yine Homeros bölgedeki Solymler halkından söz ederken Likyalıların kendilerinin atası saydıkları efsanevi kahraman Bellerophontes’in Solymlerle sürdürdüğü savaşları anlatır: Bellerophontes tanrıların isteğine uydu ve azgın Chimaira’yı bir anda yere serdi. Sonra ünlü Solymler’le savaştı. Girdiği savaşların bu en çetiniydi”. Antik coğrafyacı Strabon’un kitabında Tahtalı Dağı’nın adı, Phaselis kentini anlatırken geçer: “Korykos’tan sonra Phaselis Gölü ve söz edilmeye değer üç limana sahip Phaselis kenti gelir. Bu kentin üzerinde Solyma Dağı yükselir. Tahtalı, antik çağda “Tanrılar Dağı” olarak isimlendirilmiş.
Bahar sona ererken |
Mitoloji’de” Olympos” olarak
bilinen Tahtalı, Antalya ile Finike arasında Beydağları Milli Parkı’nın en
yüksek ikinci dağı. “Olympos dağ kenti M.Ö. II. yüzyılda
refah dönemini yaşamış, M.Ö. 1. yüzyılın başlarında da bölgede egemen olan
korsanların başı Zeniketes’e başkentlik yapmış. Romalıların doğu Akdeniz’i
korsanlardan temizlemek amacıyla denizden yapılan bu harekâtta Zeniketes, Roma
Donanması ile baş edemeyince intihar etme yolunu seçmiş. Zaten ulaşımı zor olan
Olympos dağ kenti, Zeniketes’in ölümü ile terk edilerek, kentin 4 km
güneyindeki kentin limanı olan Korykos’a taşınmış. Böylece eski Korykos Limanı,
Olympos kentinin yerini almış. Olympos antik kentinin, Musa Dağı eteklerinde
kurulmuş olan asıl Olympos kentinin devamı olduğu ancak son yıllarda yapılan
araştırmalar sonucunda ortaya çıkmış. Bölgede bulunan yazıt ve sikkelere
bakıldığında bir zamanlar bu yörede yaşayan halkın Solymos adında efsanevi bir
kahramanı ataları olarak kabul ettikleri ve en yüksek tanrı olarak Zeus
Solymeus’a taptıkları anlaşılmış. Hatta yapılan araştırmalar Zeus Solymeus’un
Luvi-Hitit diline dayandığı ve hava tanrısı ile özdeş olduğu ve taptıkları
tanrıların “Tanrılar Dağı” Olympos’ta değil, Solyma Dağı’nda oturduğunu
göstermektedir. Tahtalı Dağı’nın batı eteklerinde, Beycik ile Üçoluk Yaylası
arasında deniz seviyesinden 1500 m yükseklikte bir mevkide Roma dönemine ait
bir yol kalıntısı mevcut. Özenle inşa edilmiş olan 2,30-2,50 m genişlikte olan
bu döşeme yol 1-1,50 m yüksekliğe varan ve büyük taşlardan oluşan duvarlarla
desteklenmiş. Bu yolunun büyük bir bölümü zamanımızda yol yapımında ortadan
kalkmıştır. Tahtalı Dağı’nın eteklerinde yetişen güllerin İlkçağ’da ünlü
olduklarını Plinius’un “Phaselis’in zambakları övgüye layık bulunur”
cümlesinden öğreniyoruz. Tahtalı Dağı eteklerinde yetişen güllerin Phaselis’te
işlenerek ticari bir ürün olarak satıldığından tarih kitapları söz eder.” (kaynak: Hüseyin Çimrin; http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=43123&start=5)
Sahile doğru bakayım istedim |
İsveçli bir firmanın büyük
zahmetlerle yaptığı anlaşılan yüksek emniyetli bu muazzam teleferiğin alt (biniş)
istasyonu denizden 726 metre yükseklikte. Çam ormanları arasındaki ilk istasyon
harika bir manzaraya sahip. 80 kişi kapasiteli teleferik 4 taşıyıcı direkle 2365
metre yükseklikteki zirveye ulaştırıyor. Tahtalı Dağı, Ocak-Nisan arası karlarla
kaplı zirvesinden Akdeniz’e doğru dünyanın en güzel doğa koruma alanları
üzerinden sarp kayalıklar, sedir ormanları ve gözünüz ilişirse vahşi hayvanlar
görmenize imkan sağlıyor. Finike’den Side’ye uzayıp giden sahil şeridi, yeşil farklı
tonlarını sisin gizemiyle örtüyor kimi zaman. Sedir ormanları iki bin metrenin
üzerinde dağları adeta kaplamış. Karlı tepeler zirveye uzaklardan görülüyor
bahar aylarında.
Uzaklardan Tahtalı Dağı |
Yaz döneminde her sabah 09:00
akşam 19:00 arası, saat başı ve buçuklarda zirveye hareket eden teleferikle 10
dakikalık heyecanlı bir yolculuk yapılabiliyor. Zirvede büyük bir tesis mevcut.
İkinci katında bir alakart restoran ve bir kafe bulunuyor. Bütün güzellikleri
ise teras kata çıkarak temaşa ediyorsunuz. Tesisin arka tarafından dağların
düzlüklerinde kalan yaylalar ve uçsuz bucaksız dağ silsileleri görülüyor. Beydağları’nın zirvelerine dokunacak kadar yakınsınız adeta.
Buradan Tunçdağı (2649 m.), Bakırtepe (2547 m.) ve Antalya’nın en yüksek
tepesi olan Kızlarsivrisi (3070 m.) rahatlıkla görülebiliyor. Terastan
kıyıya bakıldığında üç adalar, Tekirova, Çamyuva ve Kemer, Phaselis, Olympos, Porto Ceneviz Limanı ve Adrasan Koyu’na kadar
olan sahil kuş bakışı görünüyor. Öğle sonrası gitmişseniz bulut kümeleri
ayağınızın altında kalıyor. Dünyanın en uzun yamaç paraşüt uçuşu da buradan
yapılıyor.
Yükseklik korkusu olanlar için
teleferiğin yükseklik farkının 1639 metre olduğunu belirtmemde fayda var. “Sea
to Sky” sloganına yakışan bir serüvenin içinde olmak, deniz kenarından kısa bir
kaçış planınızla mümkün. Alternatif günübirlik seçenek arayan tatilci ve
gezginler için de son derece ideal.