Kazakistan'in Turkistan sehrine dun geldik. Burada IV. uluslararasi
Turkoloji Kongresi yapiliyor. Yaklasik 30 ulkeden 145 turkolog dil
bilimci ve tarihci bildiri sunacak.
Ilk olarak 1997-1998 yilinda buraya gelmis ve bir sene hocalik
yapmistim. Daha sonra 2002 yilinda Dunya Kazaklari 2. Kurultayi icin
gelmistim. Simdi 9 yil aradan sonra tekrar gelmis bulunuyorum. Ve
buradan sonra Dunya Kazak Turkleri IV. Kurultayi icin Astana sehrine de
gidecegim.
Bugun turkoloji kongresi basladi. bu konudaki notlari her zaman
oldugu Istanbul'a dondukten sonra derli toplu ve fotograflarla sunmaya
calisacagim, ama bugun bir firsatini buldum.Ilk gunku duygu ve
dusuncelerimi paylasayim istedim.
Bazen boyle syk yazip okuyanlarin vaktini almamayi dusundugu oluyor
ama, bir cok haber gruplarina gonderecegim bu yazilari zevkle ve
ilgiyle okuyan bir akademisyenle karsilasiyorum. Onlar hocam
yazilariniza devam edin. Bilgileniyoruz diyorlar. bu sozlerden aldigim
cesaretle yine vakitlerinizi alacagim.
Bugun yazmak istememin onemli sebebi de var. O da Turkistan'da
yasayan 87 yasindaki degerli edebiyatci, turkolog Prof.
Dr. Rahmankul Berdibayev'in konusmasindan aldigim notlardir. bir de
universite rektoru Prf. Dr. Lesbek Tasenov'un sozleri.
Bu iki sozu sicagi sicagina paylasacagim.
Sabah Yese hotelinde degerli hocalarimizla kahvalti yaptik. Bir
cok eski tanidik, yeni tanidik degerli bilim adamlariyla cesitli
konularda fikir alisverisinde bulunduk.
Saat 10-da Hoca Ahmet Yesevi Universitesi Kultur merkezinde acilis
konusmalari ve ilk genel oturum yapildi. Salon buyuk ve kalabalik. Cok
guzel bir atmosfer var.
almati Kazguv Devlet Universitesi'nde unlu arkeolog Prof. dr.
Madyar Elevov ile birlikteyiz. Siranin bir diger ucunda, mimar sinan
tarih bolum baskani degerli dostum Prof. Dr. Ahmet Tasagil bulunuyor.
Elevov Hoca haftaya turkiye'ye gidiyor. Izmir'deki uluslarasi arkeoloji
kongresine katilacak.
Buradaki uzun konusmalardan sadece rektorun bir cift lafina
deginecegim. Artik burada her iki yilda bir uluslararasi turkoloji
kongresi duzenli yapilmasi karari alinmis bulunuyor. Rektorun
konusmalarindan anladigim kadariyla, universite bir turkoloji merkezi
olmaya karar vermis.
Cok yerinde bir karar. Cunku rektorun de ifadesiyel Turkistan,
Magcan'in ifadesiyle, eki duniyesinin eshigi, er Turkun besigi. E boyle
bir yerin de turkoloji merkezi olmasi, dogru cok yakisiyor. Temennimiz
bu kararin azimle uygulanmasi ve bu hedefe ulasilmasi.
Ikincisi 1997'lerde Turkistan'da gorev yaptigim siralarda
Turkiye'den gelen hocalarin XX. yuzyilin dede korkutu dedikleri Prof.
Dr. Rahmankul Berdibayev'in onerisi.
Hoca sunu onerdi, artik Turk Dunyasinda dilde birligi saglamanin,
ortak Turkce kullanma zamani geldi. O yuzden biz Turk dunyasinin en
buyuk dil ailesi Turkiye Turkcesini ortak turkce yapalim onerisini
getirdi. Boyle bir onerinin Turkiye'den degil, Kazakistanli bilim
adamindan gelmesi cok onemli ve anlamlidir.
Bence, diger Turk halklarina kabul ettirilmesi zor, fakat yerinde uygulama.
Bu dusunceyi daha da ileri goturmek gerekir. Ayni zamanda diger Turk halklarinin da benimsemesini kolaylastirmak.
bunun icin bizim acizane dusuncemiz, Anadolu disindaki turkler
Turkiye Turkcesini ogrenirken, Turkiye Turkleri de bos oturmamali, onlar
da en az bir lehceyi konusacak derecede bilmelidir. Veya soyle
diyebiliriz Oguz Turkcesini bilenler, Kipcak Turkcesini ogrensinler,
Kipcak Turkcesi dil grubundan olanlar da Oguz dil grubundan bir lehceyi
ogrensinler. Ama temel iletisim dili Turkce olsun.
Zaten Turkiye Turkcesi yaninda Kipcak dil grubundan bir dili
ogrenenler hemen hemen 30 kadar Turk lehcelerinin hepsini anlayabiliyor.
Bunun bir sansli bir ornegi olarak kendimi goruyorum. hem Turkce ve
hem de Kazakca biliyorum. Ama Kirgizca, Ozbekce, Tatarca, Baskurtca,
Hakasca, Uygurca % 100 olmasa da % 80 - % 90 konusamasam da anliyorum.
Ayrica Milli egitim bakanlari karar alarak ortaokul liseden
itibaren Oguz grubundakiler Kipcak dil grubundan, Kipcakcilar da Oguz
dil grubundan bir dili okullarda mufredata girdirmelidir.
Boylece Turk Dunyasinda dilde ve fikirde birligi saglayabiliriz.
Ondan sonra iste birlik kendisi gelecektir. Tabii burada yanlis
anlamalar imkan vermemek icin soyluyelim, biz bu dil ogrenmelerini tum
herkes ogrenmeli diye degil, sadece ilim adamlari icin ifade ediyoruz.
Ozellikle diliciler ve tarihciler gibi bilim adamlari icin soyluyoruz.
Yoksa tum 250 milyonluk nufus icin ifade etmiyoruz. aydinlar icin
soyluyoruz. sabah ki oturumda bir macar ve bir mogol bilim adami
tertemiz Turkce ile bildirilerini sundular. Zaten Turkce bilim adamlari
arasinda epey bir mesafe aldi. Eger Turkiye Cumhuriyeti devleti de bu
konuya maddi manevi tesvik verirse, olmayacak bir sey yok.
Iste bu sabahki oturumlardan aklimiza gelen bazi dusunceler.
Saygilarimla,
Turkistan,
Doc. Dr. Abdulvahap Kara